31 Aralık 2013 Salı

Baba The Cosmic Barber

Belki beklediğiniz türden bir masaj olmayabilir. Belki aradığınız o steril ortam değil. Biraz da uzak olabilir. Ama şunu söyleyim, izlerken ben rahatladım. Siz de izleyiniz. Rileksss...



Bu da Baba'nın hikayesi.


17 Aralık 2013 Salı

Can Sıkıntısı

Yağmuru çok mu seviyorsunuz? Düşüncelere mi dalmak istiyorsunuz? Belki biraz romantik hava ? Alın girin o zaman.


Yıldırımlı bir giriş, ardından sağnak bir yağışla devam eder. Ardından hafifleşen yağmur, pıt pıt cama vuran seslerle sakinleşir, ve geri kalanını hissetmek size kalır. 

Tavsiyem "Today's Music" butonuna basmanız. Her gün yutuptan farklı bir müzik çekiyor, siz de dinliyorsunuz yağmur eşliğinde. Bugünün seçimi pek tatsız geldi bana. O yüzden Today's Music benden gelsin size...


16 Aralık 2013 Pazartesi

C:\MyComputer

Boşuna bilgisayar mühendisliği okumuşum ben...

Şaka bir yana, Binary Yıldırım gibi cahillere kulak asmaya gerek yok. Gördüğünüz gibi teknoloji her yaşa hitap edebiliyor. Yolunu bulun yeter.





27 Kasım 2013 Çarşamba

Sen Antuan'ın Önündeki...

ŞÜPHELİ TANGA!



Haber aslında şüpheli paketle ilgili de, olaylara daha şüpheli yaklaşmakta fayda var.

Şüpheli tangaya... Pardon şühpheli pakete gider=> http://www.haber5.com/guncel/st-antuan-kilisesi-onunde-supheli-paket

Extreme Memeler


Standart bir snowboard videosu, amma ve lakin şu üstteki yakaladıkları shot, en OP görüntülerden biri in my opinion.



REM CYCLE from WARP WAVE on Vimeo.

9 Kasım 2013 Cumartesi

Görünmez Bisiklet Kaskı

Hem pratik, hem şık. Görünmez kazalar artık daha keyifli!

O değil de; millet neler yapıyor, biz halen asfaltta yumurta deneyi...


The Invisible Bicycle Helmet | Fredrik Gertten from Focus Forward Films on Vimeo.

23 Ekim 2013 Çarşamba

İzmir Ekonomi Üniversitesi (Ekşi Edition)

Bütün hikaye ilk yorumla başladı...
  1. an itibariyle onunde 1 saattir arabayla bekledigim, bir o bana bir ben ona bakan universite. disardan soyle bi bakinca iceriye girmeye tenezzul bile etmedim. yillar yillar once okudugum bilmemne kolejinin sadece ilkogretim kismi bile burdan buyuktu. gelelim bekleme nedenime; kafayi izmirle bozan bir arkadasimin yatay gecis basvurusunu iletmesi icin taa ankaralardan beni buralara getirtmistir. cocuk icerde ben disarda, ogrenci islerindeki yetkili bir kisiyi bekliyoruz. sozde koca universte ancak yatay gecisten anlayan 1 kisi varmis.

    edit: an itibariyle arkadasim telefonlarimi mesgule atmakta. icerde sarisin zombiler tarafindan yeniliyor olabilir. korkuyorm sozluk.
    edit 2: cesaretimi toplayip iceriye girmeye karar verdim ama simdide kapiyi bulamiyorum.
    edit 3 onunde 20 metrelik bir yat var. oha.
    edit 4: kapisinda bekleyen kirmizi conversli kiz. yalarim.
    edit 5: 1.5 saat bosuna bekledim. cocuk belgelerine muhur vurdurmayi unutmus. vurdur oyle gel demisler.
    charrontr
  2. an itibariyle önünde 1 saattir özel yatımla beklediğim üniversite.içeriye girmeye tenezzül bile etmedim.gelelim bekleme nedenime; okulun önüne marina yapmamışlar.oysaki okuduğum ilkokulunda bile marina vardı.dandik üniversite.
     
    yazar olmak aklima yeni geldi

  3. an itibariyle içinde 1 saattir beklediğim üniversite. arkadaş da dışarda bekliyo arabayla, ayıp oldu çocuğa.
    balici koala

  4. an itibariyle onunde 1 saattir helikopterimle tur attigim, bir o bana bir ben ona bakan universite. disardan soyle bi bakinca iceriye girmeye tenezzul bile etmedim. gelelim bekleme nedenime; okulun tepesine helikopter pisti yapmamışlar. yillar yillar once okudugum bilmemne kolejinin sadece ilkogretim kisminda bile vardi pist. uzaktan kumandali helikopterlerimizi indirirdik. hey gidi...

     jack skellington


  5. önünde bekleyenler yüzünden, 3 saattir 169 beklettiren üniversite. bi açılında geçsin otobüsler.

    sirt fantezisi olan brutus
    1. an itibariyle canlı bomba olarak son ziyaretimi yapacağım üniversitem. bylece ne final, ne vize, tüm dertlerden kurtulacağım. dışarda bekleyenleri, girmeye tenezzül edenleri ve kapıyı bulamayanları da büyük bir dertten kurtaracağım.

      not : hiçbir örgütle bağlantım yoktur.
    2. kapisinde kırmızı converse ile beklediğim okul.
      öküzün biri de arabanın içinden hayvan gibi kesiyo.
      piss. slk sey.

      radius

3 Ekim 2013 Perşembe

League Of Anime

Xpeke'yi çok bekledik ama koymamışlar... Yinede
KhaZix: Alex Ich
Jayce: Dyrus
Blitzcrank: Madlife
Vayne: Imp
Zac: Meteos
Ryze: Ambition
Ezreal: Doublift
Jarvan: Cyanide
Gragas: Scarra
Twisted Fate: Misaya
Janna: MiSTakE
Lux: ForellenLord
Malphite: PDD
Kennen: Cool
Mordekaiser: Westdoor


2 Ekim 2013 Çarşamba

Reklamlar

Güzel bir reklam örneği. Ama ondan öte, aktarılan fikir en önemlisi. Bir gerçeğin reklamı yapılmış; o gerçek ise:

"Buluşlar yokluktan var edilmez, doğanın yansımasıdır."

29 Eylül 2013 Pazar

Bir Efsanenin Hatıraları


                             Road Rash


   
   

O sarışın kadın her zaman fantezilerimi süsleyecek.












17 Eylül 2013 Salı

Asansör Winston Tea

Bizim tilkici ikili Ylvis meğersem komedyenlermiş ve talkshow programları varmış. Norveçin cenk&erdem'i diyebiliriz bir noktada. Müzik yeteneklerinin üstüne, eşek şakası meraklarını da not geçmekte fayda var...


Günün şakası: Ses algılayan asansör...







6 Eylül 2013 Cuma

Animenin Hası

Herşey  6-7 sene önce başlamıştı. Digitürk'ün marjinal kanalı S'nek TV, "anime" bilinciyle Türkiye'de ilk defa anime yayını yapmaya başlamıştı. İlkokul günlerinden sonra, animelere tekrar dönmek garip bir duyguydu. Pokemon, Digimon, Tsubasa, Slam Dunk,Candy vs...masum animelerden sonra kanlı bıçaklı görünce insan yadırgıyor tabi. Tenjou Tenge ve Samurai Champloo  yayınlanıyordu o zamanlar. Tenjou Tenge'den hatırladığım, delinin birisi arabanın üstüne çıkıp katana salladığı bölümdü. Çok sarmamıştı. Samurai Champloo'da ise ilk bölüme denk gelmiştim. Mugen'in çay evine girip oturduğu sahneyi çok iyi hatırlıyorum. Ara sıra denk geliyordum bu animelere takip edememiştim. Ta ki, bundan 2 sene sonra animelere merak sardığımda...

2011'de bu blogda özensiz bi özet geçmiştim duyurmak için. O zaman da soundtracklarından birine denk gelmiştim. 2 gün önce yine denk geldim. Tekrardan izleme kararı aldım. Sanki hiç izlememiş gibi zevkle izliyorum. Soundtracklarının önemi, aşağıdaki resimden belli edilmekte zaten.


Samuray kültürüyle, hiphop'u bağdaştırabilmek ilginç değil mi? Aslında amacı hikayenin içeriği olmayan bir anime. Ama görselliği, müziği,mizahı harmanlayıp seyirciye sunuşu insanı içine çekmeye yetiyor. Yönetmen Shinichiro Watanabe'nin kabiliyetini görmemek elde değil. Müzik demişken, çok sevdiğim bir parçasını dinleye durun:





Bunu dinlerken ben de bi özet geçeyim. 3 ana karakterimiz var:


                                                             Jin   ------    Mugen     ------ Fuu

Fuu, monotok bi hayatı olan, amcasının çay evinde geçimini sağlayan sevimli bi hanımkızımız. Kaçık bir samuray olan Mugen, bu hanımkızımızın çalıştığı çay evine girince olanlar olur. Ardından da, samuray geleneklerine bağlı olan sessiz ronin(bağımsız samuray) Jin, bu kargaşaya dahil olunca bu üç karakterin yolları kesişmiş olur. Yaşanan aksiliklerden sonra, hanımkızımıza bir konuda yardım etmek için söz vermek zorunda kalırlar. Ayçiçek kokulu samurayı bulmak...



Hikaye çok da anlamlı değil gördüğünüz gibi. Bölümlerin de birbirini takip ettiği söylenemez. Her bölümde farklı bir macera yaşanmakta. Parasız pulsuz olduklarından her bölümde karın tokluğuna çektikleri çileleri görmekteyiz. İşin komik yanı, hemen hemen her bölümde kızımız kaçırılmaktadır; her ne kadar en yetenekli iki samurayla dolaşıyo olsa da. Unutmadan söylemek gerek, bu samuraylar birbirlerini ezeli rakip olarak bellemiştir. Jin girdiği bütün düelloları kazanmış bir samuraydır, Mugen'le olan hariç...



2. bölüm zevksiz bir bölüm olabilir. Anında hüküm vermeyin izlerken. Ayrıca 13-14. bölümler animenin havasından kopmuş bölümlerden, 22. bölüm (zombilerin olduğu) tamamen alakasız bir filler. Direk kötülemiş gibi zannetmeyin, bunlar tek pürüzleri animenin. Bilinsin istedim. İçindeki ince ve kahkahalara gark eden esprileri, aksiyonu ve güzellikleri izleyince görüceksiniz. Ayrıca eski japonyayı, daha doğrusu togukawa klanın shogun olduğu Edo dönemi ; samuray çağının son dönemi hakkında bilgi edinebilir, gözlemleyebilirsiniz. Hikayenin ve olayların gerçeklikle ve yaşanmışlıkla bir alakası olmadığını hatırlatayım. Karakterler hayal gücünün ürünleri. Fakat tarihi karakterlere yada başka birçok gerçeğe atıfta bulunduğunu da not geçiyorum.



Aklıma gelmişken, soundtrackleriyle çok ünlü olan bu animenin OST'u 4 albümden oluşuyo.Sanatçıları ise Nujabes / Tsuchie / Fat Jon / Force of Nature . Nujabes en iyisiydi ki kendisi 3 sene önce vefat etmişti. Soundtrackler genelde funky, chill yada enstrümantel hiphop tarzı olduğundan, kısa kısa dinlerken keyif veriyor. İlerde asansör müziği yada süpermarken müziği gerekirse daha iyisini bulamazsınız. Bir çoğu için cennete giden asansörün müzikleri olarak benzetme yapılmakta.




Tabi bir de endingi vardır ki, her gece uyumadan önce dinlerdim.



Daha bir sürü güzel şarkısı var. Onları da izlerken dinlersiniz artık. Ölmeden önce izlemeye bakın. Ja...