5 Ağustos 2014 Salı

Falan Filan...

Ya ne güzel söylemişler:

Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan vazgeçtim ama
Seni bir başına bırakmak var, o koyuyor adama.

İnsan sevdiğine bundan daha anlamlı, daha değerli ne söyleyebilir ki? Kişi kendini, iyi okuyan biri olarak görebilir. Ama bu söyleneni anlayamıyor ise; okuyabilmesinin ne anlamı kalır? Bir insan için hayatta kalmaya çalışmanın gayreti, bir insan için ölmekten değerli değil ise bu hayatın ne anlamı var ki?

Ben hayatı okumaya, anlamaya çalıştım hep. Yalnızlığımın bana kazandırdığı en önemli şeylerden biri bu oldu. Ayrıca ismimden kalan bir miras var bana;

Bugün Ahmet benim, ama dünkü "Ahmed" değil,
Bugün Anka benim, ama "yemle beslenen bir kuşcağız" değil.

Enelhak kadehiyle bir yudum içen sızdı, tarnılık şarabından
Şişelerce, küplerce içtim ben sızmadım,
Ben sultanların aradığı sultan. 

Boş bir isim değil benim adım. Bir sorumluluğum var, bir idealim var;

Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel, 
bulanmadan, donmadan akmak ne hoş

Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Ve görülmeyenin ardını görmekti benim vazifem:

nigrodha
koskoca bir ağaç görüyorum, 
ufacık bir tohumda.
o ne ağaç
ne tohum
om mani padme hum
om mani padme hum
om mani padme hum

sidharta budha
ben bir meyvayım
ağacım alem
ne ağaç 
ne meyva
ben bir denizde eriyorum
om mani padme hum
om mani padme hum
om mani padme hum.

Hayata şükretmek ti bunlar, biraz da küfretmek ti. Sığ bir denizde derinlere yol almaya çalışmak hep zordu. İnsanlar için de böyle. Sevdim ama sevdiğimle kaldım, daldım ama çakıldığımla kaldım. İster Shakespeare, ister Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş- Veli, , ister Asaf Halet Çelebi, , ister Dante Alighieri oku. Hepsi aynı çukuru görmüşler. Şems-i Tebriz olsun, Beatrice olsun insan en alasını bulsa bile kazık atmış. Biz de yedik kazığı. Ama en acı tarafı ise, kazın atan attığı ile kalıyor. Biz ise o kazıkla yaşamaya devam etmeye çalışıyoruz. Dediğim gibi, hayat acı. Bize acı, başkasına tatlı...

AirAnka sözlüğü:
Ahmed = Muhammed. Peygamberi ve de yol gösterici olmak anlamında kullanılır.
Anka = Zümrüd-ü Anka. Ölümsüz bir kuş figürünün aslında ezoterik bir üslubudur. Yanmanın, ölmenin, külün ve tekrar doğuşun fiziksel değil, aslında bilinç düzeyinde gerçekleşen bir yol olduğu gerçeğinin simyasıdır.
Enelhak = Tanrı 
Sultanların aradığı sultan = Anka olmak. O bilince varmak. Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi: "Ne ararsan kendinde ara; Kudüs'te, Mekke'de, hacda değil".
Sidharta Budha = Budizmin kurucusu, ilk budha olan hintli asilzade. Bir nevi prens diyebilceğimiz bir konumda. Hinduizm inancını arındırarak, Budizm öğretisini keşfediyor.
Nigrodha = Hintli tarihi bir kişi. Zamanında  Sidharta ile yolu kesişmiş falan filan...
Om mani padme hum = Hintçede "Lotuz mücevherine selam olsun" gibi bir tercümeye denk gelmekte. Tabi bursa anlatılmak istenen, insanın özüne yönelmesidir.