Japonca öğrenmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Yada zor. Odaklanma sorunu yaşıyorum....
UndousuruuUUUUU BEYBİİİ
Baya bir videosu var bu lolitanın. Fazla ilginin getiririsyle, reklam bile almaya başlamış. Diğer videolarına bakarsanız anlayacaksınız. The Young Turks' programına bile çıkmış. Hatunun playlistine gitmek için aşağıdaki linki avuçlayabilirsiniz.
Videoyu gördükten sonra, bu korkuyu yaşamaya karar verdim ve oyunu anında bilgisayara yükledim.
Oyunun anamenüsüne gelmeden , ürpermeye başlıyorsunuz. Anamenü açılmadan önce grafik ayarlarını yapıyorsunuz.Çünkü oyun fazlasıyla karanlıkta geçen bir oyun, gerekli atmosferi sağlamak için ses ve contrast ayarlarını hallediyorsunuz.Bu ayarları yaparken de belli notlar beliriyor ekranda.
-"Bu oyunu kazanmak için oynamayın.Sadece kendinizi mekana ve hikayeye bırakın..." -"Oyun esnasında save yapmanıza gerek yok. Oyun, size bu konuda yardımcı olacaktır... "
Daniel isimli bir karakteri yönetiyoruz. Prusya Krallığında, Brennenburg Kalesinde gözlerimizi açıyoruz.Yıl 1839. Olan bitenden habersiziz. Amnesia hastalığıyla başa çıkaraktan, durumu gözden geçirmeye çalışıyoruz. Fakat bir terslik var. Kötü bir his. Korku! Etrafta bulduğumuz notlar ve arasıra yaşadığımız flashbacklerle bazı şeylerin farkına varıyoruz. Fakat bu sonu olmayan kalenin yollarında, karanlıkta bizi bekleyen varlıklar var. Ve yapabildiğimiz tek şey saklanabilmek. El feneri,mumlar,meşaleler ve kibritler bizi karanlıktan koruyan dostlarımız. Anlayacağınız , aydınlık en iyi dostumuz. Çünkü karanlık , bilinmezliktir.Korkuyu körükler. Korku insan zihnini bulanıklaştırır ve kötülükleri de beraberinde getirir. Peki, ya siz Daniel'ın yerinde olsaydınız ?
Siz Daniel olunca aynen böyle oluyor. Konuşmada bahsi geçen su bölümü ise ;
Cesaretiniz varsa buyrun beklerim. Bir başlangıç yapıcaksanız eğer, Daniel'in başlangıç konuşmasıyla sizleri baş başa bırakıyorum:
As I wake up my head aches and my throat burns. Where am I? How did I get here?
Blurry memories of pain and suffering fade in and out as I try to identify my surroundings.There is a vague familiarity to the place but I don't know why.
Suddenly, a strong emotion rushes through me and single memory emerges. Something is hunting me and it is very close. My body fills with a terrifying cold and my mind is wiped empty but one thought.
Ölümünden sonra ismini duymayan kalmadı elbet. Ama 200'ü aşkın icadıyla birlikte bilişim dünyasının, bununla birlikte tüm dünyanın yeniyüzyıl kahramanıydı Steven Jobs. Felsefi yapısı ve karakteri ile birlikte zaten nasıl bi konumda olduğu da belli oluyordu. Önemli olan nokta şu ki, hayatınızı oluşturan o çizginin , nasıl çizildiği. Çizginin başını ve sonunu biz belirleyemiyoruz elbet, fakat gerisi bizlere kalıyor.
"Zamanınız kısıtlı, bu yüzden başkasının hayatını yaşarak onu harcamayın."
Steven Jobs'un hayatını bir okuyun. Hatta size bir kaynak vereyim.Çok hoş hazırlanmış bir zaman tüneli;
Yani beni. Uzun bir süredir , arkadaşlarca kurulup büyütülmüş olan Anime-Manga Türkiye facebook sayfasınından başlayıp, www.animeturkiye.com sitesinin radyo yayınlarında dj'lik yaparak topluma karışmış bulunudum. Türkiyede "sanat için sanat" niteliği gören anime kültürünü, "toplum için sanat" boyutuna taşımaya uğraştım. Bu uğraşta sizleri de yanımızda görmekten mutluluk duydum tabiki. İçinizdeki AirAnka Kafasını, benim seksi ses tonumla birleştirerek gönüllere hitap etmek için bir tık yeterliydi. Ama AirAnka devri sona erdi orada.